13 Ağustos 2014 Çarşamba

Cemil Meriç - Saint Simon İlk Sosyolog İlk Sosyalist



*Bir Kitap Değerlendirmesi*
SAİNT  SİMON, İLK SOSYOLOG, İLK SOSYALİST
CEMİL  MERİÇ
İLETİŞİM YAYINLARI
Bir düşünürü anlamak onun yaşadığı devri iyi bilmekten geçer. O devirde yaşanan değişim ve gelişmelerin düşünürün hayatını nasıl etkilemiş olduğunu görebilmek, onun düşüncelerini oluştururken nelere maruz kaldığının bilinmesini ve onun fikirlerinin doğru anlaşılmasını sağlar. Bu bilgiler sayesinde düşünür doğru bir şekilde analiz edilmiş olur.

Cemil Meriç Saint Simon'u ele alırken, yukarıda sayılan sebeplerden olsa gerek, ilk olarak yaşadığı devir hakkında detaylı bilgilere yer vermiştir. Kitapta hayatını anlattığı düşünürün döneminin problemleri için ne gibi fedakârlıklar yaptığından ve bu fedakârlıklarının karşısında ne gibi bedeller ödediğinden bahsetmiştir.

Meriç'in asıl hedefi ise, Comte’ a atfedilen, sosyolojinin kurucu babası unvanının Simon'a ait olduğunu ispatlamak ve sosyolojinin en önemli klasik kuramcılarından biri olan Marks'ı ve başka kuramcıları etkilediğini göstermektir. Meriç’e göre aslında ilk sosyalist odur. Fakat onun sosyalizmi aristokrattır, yani lüksün ve servetin aleyhinde olmayan, toplumun refahını hedefleyen bir sosyalizm. Simon sosyalizm yerine endüstriyalizm kavramını kullanmıştır.  Onun zihnindeki bu endüstriyel toplumda varlığın biricik garantisi, servetin ve refahın kaynağı; üretimdir.

Üretimle politikanın el ele vermesi gerektiğini düşünen Simon, Avrupa devletlerini bir araya getiren ve aydın kişilerin oluşturduğu parlamenter sistemi hayal eder. Yine bu endüstri toplumunda eşek arıları, yani asilzadeler ve rahipler gibi aylakların ortadan kalkmaları gerektiğini ve toplumun üreten kısmını oluşturan, bal arılarının maddi manevi tüm güçlere el koyması gerektiğini savunur.

Kitabın devamında ise daha çok, başta Comte olmak üzere, çevresindekilerle nasıl bir etkileşim içerisine girdiğinden bahseder. Özellikle Comte' un onun fikirlerinden nasıl faydalandığını ve sonra inkârını ele alır.  Comte' un fikirlerinde açıklık, bilgi ve mantığın bulunduğunu, Simon'un fikirlerinden beslendiği için orijinallik bulunmadığını söyler. Ona göre yaratıcı olan Simon'dur, bunu bilimsel zemine uyarlayan Comte'dur. Bu düşüncesini, Saint Simon'un 1813'de yayımladığı “İnsan İlmi Üstüne Düşünceler” eserinde toplumlar ilmine (sosyal fizyoloji) yer vermesine dayandırır ve Saint Simon’un eserlerinde tek amaç ilmi metodu sosyal hayata uygulamak ve ilmi bir politika kurmaktır der.

Simon dine Yeni Hristiyanlık kavramı ile değinir. Fakat Meriç'e göre Simon Yeni Hristiyanlık derken eski kavramlarla yeni düşünceler kabul ettirmeye çalışır. Asıl amaç sevgiye dayalı bir ahlak anlayışıdır. Alt üst olan toplumu düzene kavuşturmanın yolu yeni bir din kurmaktan geçiyordur ona göre. Çünkü iktisat da, ahlak da, din de en yoksul ve en kalabalık sınıfı kafaca, gönülce refaha yükseltmek amacı ile vardır. Eğitim de bu doğrultuda seven, düşünen ve çalışan bir insan yaratmalıdır.

Meriç, Simoncu düşüncenin temsilcileri olarak Enfantin, Chevalier gibi isimlerden bahseder ve Simoncu düşüncenin başarıya ulaşmamasının sebebini, halktan kopmuş olmalarına, fazla entelektüel olmalarına ve gündelik hayata karışmamalarına bağlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder