Cemil Meriç, Saint
Simon İlk Sosyolog İlk Sosyalist adlı eserinin bir bölümünde, Simon ve
Marx’ı karşılaştırarak ilk sosyalist olarak Simon’u gösterirken, iki düşünürün
sosyalizm açısından benzerlik ve farklılıklarını ortaya koymuştur.
Marx’a Simon’u ilk tanıtan kişi kayınpederi Ludwig
von Westphalen’ dir. Daha sonra Bonn Üniversitedeki Hocası Gans aracılığı ile
Simonculuğu öğrenir. Kendinden altı yaş büyük olan ve birlikte “Alman
İdeolojisi” eserini yazdığı Hess aracılığı ile de üçüncü kez Simon’la temasa
geçer. Marx böylece 1843’te Paris’e gitmeden önce Simon’un tüm eserlerini
okumuştur. Bu da Marx'ın düşüncelerinde Simon'dan da etkilendiğini bize
gösterir.
Şimdi gelelim Simon ve Marx’ın benzerlik ve
farklılıklarına;
1. Cemil Meriç’in bu konudaki en genel
değerlendirmesi; Simon’un sosyalizminin Marx’tan farklı olarak tüm toplumun
refahına dayalı, aristokrat bir sosyalizm olmasıdır.
2. Meriç’e göre Marx, Simon’un asıl şakirdidir ve
Marx sosyalizmi, Simonculuğun tabii sonucudur.
3. Her iki düşünür de doktrinlerini tarih ve
iktisada dayandırmaktadır.
4. Üretim ikisi için de birincil önemdedir ve
üretimi artırmanın yolu da, toplumu ekonomik planda düzenlemektir.
5. Simon sosyolojiye sosyal fizyoloji adını
verirken, Marx sosyal praksisin tetkiki demektedir.
6. İkisi de toplumla fertlerin hareket halinde
olduğunu ve üretmeye çalışırken kendilerini yarattıklarını söylemektedir. Bu
üretim hem ferdi hem de kolektiftir.
7. Simon’a göre toplum, amacı tabiata hükmetmek
olan bir atölyedir ve bu üretim esnasında kendisini, dolayısıyla ferdi ve
tarihi de üretir. Marx da aynı şekilde üretimlerin, insanı ve toplumu
ürettiğini düşünür.
8. Her ikisi de yabancılaşma hususuna farklı
şekillerde de olsa değinir. Simon’un yabancılaşması, gerçekçi üretimi kamufle
eden, rejimlerden doğan fetih, yağma, kölelik gibi üretim tarzlarıdır. Marx
ise, yabancılaşmayı, işçi sınıfını sömüren özel mülkiyet, para ve devletin
sosyal hamleleri kösteklemesi olarak görür.
9. Simon da, Marx da maddi ve manevi üretimi
irtibatlandırırlar. Bir farkla ki, Marx bunu yaparken diyalektiğe başvurur.
10. Yine her iki düşünür de, devletle toplum
münasebetinde topluma öncelik tanırlar. Simon’a göre, toplumu yönetmek için,
sistem oturana kadar devlete ihtiyaç vardır. Çünkü daha sonra şahısların
idaresi yerine eşyanın yönetimi geçer. Marx’a göre de somut olan yalnız toplumdur.
Devlet olayların zorladığı bir soyutlamadır. Devleti yaratan toplumdur, toplumu
yaratan devlet değildir. Dolayısıyla toplum devletten üstündür.
11. Simon’la Marx’ın sosyal sınıflar konusunda da
düşünceleri benzerdir. Simon, üreten sınıfa bal
arıları, aylaklara ise eşek arıları
derken; Marx, toplumu sömürülen ve sömüren olarak sınıflandırır.
12. Simon’un sosyolojisi hümanist bir panteizme
yönelirken, onu da aşırı sosyal iyimserliğe götürür. Marx’ın sosyal görüşü ise,
çatışmaya ve tezatlara dayandığı için tamamen dramatiktir.
13. Simon’un doktrini hem proletarya sosyalizmine,
hem de teknokrasi idealine değindiği için iki yüzlü bir silahken, Marx’ın
doktrini tam olarak devrimcidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder